Markaların doğumuna eşlik eden, büyüme sancılarına sabırla katlanan, ergenlikte “bu geçer” diyen, olgunlukta “işte bu!” diye alkışlayan ve yaşlanınca hâlâ “taş gibi duruyorsun” diye iltifat eden tam hizmet reklam ajansıyız.
Kısaca: fikirden fan kulübüne kadar her şey bizde.
İster yeni doğmuş bir marka olun, ister “orta yaş krizine giren” bir marka—biz yanınızdayız.
Çünkü bizce:
Marka olmak bir doğumdur, marka kalmak ölümsüzlüktür.
Ve biz, markanıza hem doğum günü pastası yaparız, hem de ölümsüzlük iksirini veririz. (Metaforik olarak. Gerçek olanı için hâlâ laboratuvarda bir şeyler kaynatıyoruz.)
Marka dediğin; bir logodan, bir üründen, bir renk paletinden fazlasıdır.
Marka, insanların zihninde yer eden bir fikir, kalplerinde oluşan bir bağdır.
Marka olmak; güven kazanmak, tutarlılık göstermek, değer üretmek ve bunu sürdürülebilir hâle getirmektir.
Biz o yol arkadaşlarıyız. Hem kahve içeriz, hem fikir üretiriz. Gerekirse gece 03:00’te “bu görselin fontu çok mu düz?” diye tartışırız.
Markanızı alır, ona karakter kazandırır, sonra onu sevdiririz.
Sadece tanıtmakla kalmayız-ona hayranlar kazandırırız.
İşte sihirli kutumuzdaki hizmetler:
İsminiz yoksa biz buluruz. Gerekirse soyadı da ekleriz.
Anlamlı, akılda kalıcı, domain’i boş ve Instagram’da alınmamış isimler bulmak bizim işimiz.
Markanızın DNA’sını yazıyoruz. Gerekirse aile ağacını da çıkarırız.
Renk paletinizle astrolojik uyum bile bakarız.
Fontlarınız Merkür retrosuna dayanıklı olur.
“Bu tam biziz!” dedirten tasarımlar yaparız.
Görünümünüzü değil, duruşunuzu tasarlarız.
Sıradan fikirleri kara deliğe gönderiyoruz.
Geriye sadece “vay be” dedirten fikirler kalıyor.
Gündem yaratır, dikkat çeker, iz bırakırız.
Gerekirse kampanyaya kedi koyarız. (Çünkü internet kedileri sever.)
Algoritmalarla flört etmeyi iyi biliriz.
İçerik üretiriz, etkileşim yaratırız, topluluk kurarız.
Gerekirse TikTok’ta dans ederiz. (Ama sadece stratejik gerekirse. Ve belimizi incitmeden.)
Bütçenizi uzay-zaman dengesiyle optimize ederiz.
Her kuruş, doğru zamanda doğru kişiye ulaşır.
ROI’yi görünce “bu gerçek mi?” dersiniz. Biz de “evet ama biraz da sihir” deriz.
Tıklayan pişman olmaz. Aksine bağımlı olur.
Mobilde hızlı, masaüstünde etkileyici, içerikte akıllı.
Kullanıcı dostu değil, kullanıcı âşık olur.
Kamera, ışık, aksiyon!
Bazen drone, bazen sis makinesi, bazen sadece bir bakış.
Markanızın hikâyesini sinematik anlatırız.
Gerekirse slow-motion gözyaşı bile ekleriz.
İster lansman, ister uzayda basın toplantısı.
Basın bülteni mi? Onu da yazıyoruz. Davet mi? Onu da tasarlıyoruz.
Markanızı sahneye çıkarır, alkışlatırız. Gerekirse konfeti patlatırız.
Markanıza karakter kazandırır, ekibinize marka ruhu aşılarız.
Gerekirse kurumsal kimlik terapisi bile yaparız.
“Biz kimiz?” sorusunun cevabını birlikte buluruz.
Ve sonra “biz harikayız” cevabını birlikte kutlarız.
“Ne paylaşsak?” sorusunu sonsuza dek çözüyoruz.
Tonlama, hikâye, içerik takvimi; hepsi bizde.
Sadece yazmak değil, yaşatmak için içerik üretiriz.
Gerekirse emoji stratejisi bile çıkarırız. (🥲 dahil.)
Dergi mi çıkaracaksınız? Podcast mi başlatacaksınız?
Biz hem üretiriz, hem yayarız.
Markanızı medyada görünür kılmak için her mecraya açılırız.
Gerekirse jingle besteleriz. (Radyoda çalarsa, biz de dans ederiz.)
Markanızı sadece göstermez, yaşatırız.
Müşteriniz “bunu yaşadım” der, “bunu unutamam” diye ekler.
Fiziksel ya da dijital her deneyim unutulmaz olur.
Gerekirse VR gözlük takarız, markanızı sanal evrende gezdiririz.
…bir hissin, bir duruşun, bir vaadin adıdır.
Ve biz o hissi yaratmakla kalmayıp, onu sürdürülebilir kılmak için çalışırız.
Zanga’da her proje bir yolculuktur.
Başlangıçta bir fikir vardır.
Sonra o fikir büyür, renklenir, ses bulur, görünür olur.
Ve sonunda sadece “marka” değil, “marka ve ötesi” olur.
Markanızı sadece tanıtmayalım.
Onu sevdirip, takip ettirelim.
Gerekirse hayran kulübünü bile kurarız.
Üyelik kartları hologramlı.
Çünkü unutmayın:
Marka olmak bir doğumdur, marka kalmak ölümsüzlüktür.
Ve biz, ölümsüzlüğün formülünü mizahla, stratejiyle ve biraz da delilikle yazıyoruz.
Zanga.




